RÖLANTİ

Hazır hissetmek güç olan, ne yapacağını bilememek değil.

 

 

- Hani cesaretini toplayamıyordun? Emin değildin bence bu sefer çıkış yolunu bulabileceğinden.

+ Öngörülebilirdi uzun bir süreç olacağı.

- Siktir ordan ne ön görmesi, daha bastığın yeri görmüyordun. Hehehe.

+ Göt! Sen değil miydin “ıfirin lın istiyinci yıpıyon” diyen?

- Zaaaarttt.

+ Zabırrrrttt. Neyse şaka bir yana, içten içe emin olmasam ertelemezdim biliyorsun

- Ya kapa çeneni amınakoyayım! Ne anlatıyorsun bana kendini. Ha emindin, ha değildin fark ediyor mu sence?

+ Biz niye bunları konuşmaya başladık?

- Bilmem. Soru falan da sormaya başladık birbirimize. Neyi merak ediyoruz ki? Hehehehe.

+ Hiçbir fikrim yok.

 

 

Yine her stres anımda olduğu gibi, en iyi çıkış yolunu bulmuştum.

 

 

- Dur dur, kesmem lazım sözünü. “Her zamanki gibi” en iyi çıkış yolunu bulmuştun demek.

+ Evet?

- Hiç mi pişmanlığın yok yani?

+ Senin salça olma günün bugün, belli oldu. Sorduğun soruların hiçbir anlamı olmadığını biliyorsun.

- Sırdığın sırılırın hiçbir ınlımı ılmıdığını biliyısın. Altyazıları sen mi geçiyorsun bugün hayırdır?

+ Hıhı, ben geçiyorum bugün altyazıları bebek.

 

 

Rölanti, şu demekti: Kontrolün dışı olan ne varsa, siktir et. İşlerin rengi değişmeye başlamıştı.

 

 

- Hassiktir amınakoyayım! Seç, beğen, al! Ne yani hepsi bizim mi şimdi? Şaşırsana amınakoyayım.

+ Havalı gözükmeye çalışıyorum, dur. Nutkum tutuldu ondan tepki veremiyorum yoksa, heheheh.

- Kafayı yeriz bak. Biliyorsun değil mi?

+ E zaten olay da bu değil mi?

- Ne yapacağımızı bile seçe…

+ Ne yapacağızı mı var? Hadi boyayalım her tarafı!